Gastronomi, ekonomik hayata değer katıyor

 

Bu yazım 05.04.2023 Tarihinde Diriliş Postası Gazetesinde yayınlanmıştır.

Gastronomi, gıda, hayvancılık ve turizm gibi sektörlerle içice ekonomik olarak büyük bir hacim oluşturuyor. Özellikle turizm ile birlikte ülkeleri önemli bir ölçüde ayakta tutan ve gıda sektörünün ayrılmaz paydaşlarından biri olan gastronominin kesinlikle ekonomiye büyük bir katkısı bulunuyor. Bence günümüzde gastronomi artık ekonomi ile birlikte düşünülmeli. Nitekim son zamanlarda gastronomi ve ekonominin ortak noktalarını “GastroEkonomi” başlığında toplayan makale ve zirve gibi çalışmaları sık duymaya başladım. Ancak birkaç yıl önce yaşanan pandemi ve son olarak meydana gelen yüzyılın depremi gıda sektörünü ve gastronomiyi ciddi bir biçimde etkiledi. Bundan dolayı ekonomi de bir o kadar zarar görüyor. Deprem bölgesinde etkilenen tarım alanları ve gastronomiye dair zarar gören mekânlar da hem bölgenin hem de Türkiye ekonomisinin önemli bir gelir kaynağıydı. Ayrıca gıda ve gastronomi alanında yaşanan bu sıkıntılar ülkenin tarıma dayalı ekonomisi üzerinde de negatif bir baskı oluşturuyor. Öte yandan sektörde yaşanan olumsuzlukların ekonomiye olan yansımasını hafifletmek için güzel çalışmalar da yapılmıyor değil. TURYİD ’in Antakya Uzun Çarşısını geçici de olsa hayata geçirme projesi gibi. Bu hafta da Güvenilir Ürün Platformu’nun deprem bölgesindeki çalışmalarının sonucu elde edilen güzel gelişmelerden ve 2023 yılı içinde yapılacak olan ‘GastroEkonomi Zirvesi’nden bahsedeceğim.  

“Gastroekonomi” hayata değer katıyor



İstinye Üniversitesi Ekonomi Bölümü hocalarından Doç. Dr. Çiğdem Gürsoy ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü hocalarından Dr. Öğr. Üyesi Çağla Özer'in ortak çalışmaları ve ana teması “Gastroekonomi" olan “Journal of Tourism Intelligence and Smartness” adlı derginin Yıl:5 Sayı:1 numaralı bölümünde yayınlanan akademik makale, gastronomi hakkında çok çarpıcı bilgiler içeriyor.  Makalede verilen bilgiler ışığında kişisel yeteneklerin ön plana çıktığı ve sosyo-kültürel hayatın birikimlerini yansıtan sektörlerden birinin de gastronomi olduğu belirtiliyor. 20. yüzyılın sonlarından itibaren klasik üretim yapan sektörlerin yansıra kişisel yeteneklerin de ön plana çıktığı ve fark oluşturan gastronomi gibi sektörlerin de piyasalarda ve ekonominin içinde yer almaya başladığı vurgulanıyor. Buna ilaveten gastronomi ve ekonominin ortak noktalarını, gastroekonomi başlığında bütüncül bir biçimde bakabilmenin ve bu sektörün katkılarını somut veriler ışığında görebilmenin de çok önemli olduğu anlaşılıyor. Makaleden çıkardığım sonuç, gastronomi alanındaki birikimler ekonomik hayata bir değer katıyor.

Gastronomi, bölgesel kalkınmaya destek oluyor

Gastronominin ekonomi ile ilişkisini bilimsel çalışmalar doğrultusunda ele aldıkları için bu değerli iki akademisyene teşekkür ederim. Bu akademik çalışmalar neticesinde hem gastronomi hem de ekonominin toplumun refah seviyesini yükseltici, bölgesel kalkınmaya yardımcı, sosyalleşmeyi ve doğal çevreyi iyileştirici bir güç oluşturarak sürdürülebilirliğe katkı sağladığı bir nevi bilimsel verilerle ispatlanmış oluyor. Artık gastronomi sektörünün, coğrafya, tarih, gelenek, görenek ve toplumsal değerlerle beslenmiş, kişisel yetenekler sayesinde ülke refahını artırmakta söz sahibi olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca ekonomi alanında faaliyet gösteren gastronominin, çevre, kültür ve sosyal boyut gibi sürdürülebilir unsurlarla da yakın ilişki içine girdiğinden yöreselliği ön plana çıkardığı ürünlerin bölgesel kalkınma açısından da çok faydalı olduğu görülüyor. 

Deprem bölgesinden 700 ton ürün raflarda


Güvenilir Ürün Platformu’nun Gıda Perakendecileri Derneği ile birlikte başlattığı “Haydi Şimdi Hasat Zamanı” projesinin olumlu neticeleri gelmeye başladı. GÜP Genel Sekreteri Elif Aşlamacı Attepe konuyla ilgili bana “Depremden etkilenen illerde ekim ve hasat faaliyetlerinin gönüllülerimiz ve Ziraat Fakülteleri öğrencileri ile birlikte yapılması ve elde edilen ürünlerin gıda zincirleri vasıtasıyla tüketicilerle buluşturulmasını amaçlayan projede önemli bir noktaya gelindi. Hatay ilimiz ile başlattığımız projede şimdiye kadar Gıda Perakendecileri Derneği üyesi gıda zincirleri toplam 700 tona yakın ürünü üreticinin kendisinden piyasa fiyatına ve nakit satın alarak raflarına koydular” açıklamasını yaptı.

Hatay Arsuz’un limonları dalında kalmadı

Bana da gönderilen bu limonlar, Hatay’ın Arsuz ilçesinde dalında kalmasına müsaade edilmeyen ve gönüllüler tarafından toplanarak tüketici ile buluşturulan ürünlerin bir kısmı. Projenin geldiği noktada yapılacak daha çok işin, alınacak daha çok yolun olduğu bilinci ile çalışmalarına devam eden GÜP ve GPD’ ye bu çalışmalarından dolayı çok teşekkür ederim. Elif Hanım “Bizlere güç veren ve olağanüstü duruma rağmen toprağını terk etmeyen üreticimize, üreticiyi üzmeden ürünlerini rafına koyan perakendecilerimize, fikirleri ile bizlere yön veren kurumlarımıza, yayınlarında geniş yer vererek projemize katkı sağlayan tüm basın mensubu dostlarımıza teşekkürü borç biliriz” diyerek sözlerini bitirmiş. 

Global GastroEkonomi Zirvesi


Gastronomi baş döndüren bir hızla gelişiyor. Bu hıza ayak uydurmak isteyenlerin zirvesi olan GastroEkonomi, fark oluşturan endüstrilerin en eskisi ve en yenilikçisi olan gastronomi ile Türkiye turizminin rotasını çizmeye hazırlanıyor. Gastronomiyi bir ekonomik büyüme modeli olarak Türkiye’nin gündemine taşımayı hedefleyen Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TÜRYİD) tarafından düzenlenen 4. Global Gastroekonomi Zirvesi, 18 Ekim 2023’te Lütfi Kırdar Kongre Sarayında yapılacak. Zirve, dünyada oluşturduğu 1,1 trilyon dolarlık ekonomisi ile dünya turizm gelirlerinin %27’sini oluşturan Gastronomi Turizminden Türkiye’nin de pay almasını sağlamaya çalışıyor. Ziyaretçilerde daha derin ve anlamlı bir deneyim meydana getiren ve kalıcı izler bırakan gastroekonomi zirvesi her yıl olduğu gibi dünyadan ve Türkiye’den konusunda farklı başarılara imza atmış kişileri sahnesine alıyor.

Yerel Türk yemeklerin sürdürülebilirliği


Zirvenin amaçlarından biri de çok köklü bir tarihe, çok zengin bir kültürel yapıya sahip olan Türk mutfağını sürdürülebilir kalkınmanın simgesi olarak bu coğrafyada öne çıkarmak. Diğer amaçları ise yerel yemeklerin varlığını sürdürebilmek, ürün çeşitliliğini korumak, tarım ve hayvancılığı teşvik etmek, yerel halkın iş potansiyelinin artırmak, genç ve kadın istihdamıyla da nitelikli bir gastronomi deneyimini oluşturmak. Özetle GastroEkonomi zirvesinde potansiyelini kendi ülkelerinde görüp değerlendirenler, kamu - özel sektör işbirliğini gerçekleştirenler, olanı globalleştirenler, araştırma, geliştirme ve eğitimi gastronomi alanına çekenler, yatırımcılar, sıradan olanı yıldızlaştıranlar, yeni iş ve istihdam olanakları oluşturanlar, geleneği hayret verici kılanlar ve üreticiliği gastronominin kalbine koyanlar gibi başarılı insanların hikâyelerine yer veriliyor. 

Ramazanda yardımlar deprem bölgesine

Son olarak tekrar etmekte fayda var, özellikle Ramazan ayında yardımlarımızın çoğunun deprem bölgesine gitmesi konusunda kararlı bir durum sergilememiz gerekiyor. Sosyal medya paylaşımlarımda mümkün olduğunca deprem bölgesinde faaliyet gösteren yerel üreticilere destek vermeye çalışıyorum. Depremde evi, işyeri yıkılmış, köyüne yerleşerek yöresel ürün üreten çiftçi, kendi imkânlarıyla sosyal medya üzerinden satış yapmaya çalışıyor. Bu paylaşımları görenler en azından destek kabilinden ihtiyaç ürünlerini bu kişilerden almalı diye düşünüyorum.

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Burgeri

Ankara Mutfağı ve 2 Lezzet Markası

İstanbul’da Köfte ve Döner'in 2 adresi