İçer miyiz bir Türk kahvesi?
İçer miyiz bir Türk
kahvesi?
Bu Yazım 24.08.2020 Tarihinde Analiz Gazetesinde Yayınlanmıştır.
https://www.analizgazetesi.com.tr/gazete/24-agustos-2020-98/#group-9
“Kahvesiz sohbet olmaz” veya “bir acı kahvenin 40 yıl hatırı var”
diyenler bence çok haklılar. İster yalnız, ister dostla ve belki en
sevdiklerinle beraber keyifli bir kahveye insan hayır diyemez kesinlikle.
“Sür cezveyi ateşe, kaynasın bir Türk Kahvesi”
Talip Bayram
Yok, böyle eşsiz bir lezzet
Türk kahvesinin damaklarda
bıraktığı bu inanılmaz lezzeti, tadı ve tazeliği anlatmak için kelimler kifayet
etmez sanırım. Yüzyıllardır korunarak devam eden bu kahve keyfi hala aynı
ritüel üzerine devam etmektedir. Diğer çeşit kahvelerden daha yumuşak, aromalı
ve yoğundur. “Starbucks gibi kahve yerleri de neymiş, kahve adına Türk
kahvesinin üstüne başka kahve daha tanımam” diyenlere kesinlikle katılıyorum ve
zamanı durduran, yüreğe dokunan “Türk Kahvesi gibisi var mıdır” diye de eklemeyi
de ben yapıyorum. Türk kahvesinin, kendine özgü olan aroması, telvesi ve
köpüğüyle diğer kahvelerden kolaylıkla ayrılır. Aslında Türklerin kahve
hazırlama ve pişirme metodunun adıdır Türk Kahvesi. Farklı bir pişirilişi,
değişik bir tadı, köpüğü, kokusu ve belki en önemlisi yanındaki ikramıdır onu
farklı kılan. Özetlersek yüzyıllardan beridir süregelen bir gelenek ve kendine
özgü bir kimliği vardır Türk kahvesinin.
Türk Kahvesidir şaire ilham kaynağı ve kokusuna
aşık olunan
Kahvenin kökeni
Bazı rivayetlere göre Kahve ilk
olarak Yemen'de üretilmiştir. Bugün her dile girmiş olan kahve kelimesinin
kökeninde de Arapça 'qahwa' kelimesinden gelmektedir. Başka bazı kaynaklara göre de kahvenin 14.
yüzyıl başlarında şimdiki adı Etiyopya olan Habeşistan Kaffa yöresinden tüm
dünyaya yayıldığı belirtilmektedir. Bu bölgedeki ormanlarda yetişen Arabica
kahve ağaçları, çekirdekleri işlenen ilk kahveler olarak bilinmektedir. Aslında
hem Etiyopya hem de Yemen'de kahvenin keşfediliş şekli birbirine benzerlik
taşımaktadır. Hem Etiyopya hem de Yemende kölelerin bu meyveyi çiğnediğini
gören tüccarlar bu ağaçlardaki meyveleri ve meyvenin içindeki kahve çekirdeklerini
toplayarak bunun ticaretini yapmaya başlamışlar. Bir başka rivayette ise Yemenli
Sufiler kahveyi, dikkatlerini yoğunlaştırmak ve Allah'ın adını anarken manevi
arınma amacıyla kullanmışlar. 1414'te kahve Arabistan’da, 1500'lere
gelindiğinde ise Mısır'da bilinen bir içecekti. Avrupa'ya yayılması ise 17.
yüzyıldan itibaren başlar ve Osmanlıdan ve Yemen’in Muha kenti limanından
yayılmıştır. Osmanlıda Saray mutfağında yerini alan kahve çok miktarda tüketildiği
bilinir. O dönem çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde
dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içiliyor ve en itibarlı dostlara
büyük bir özenle ikram ediliyordu. Kısa sürede, gerek İstanbul’a yolu düşen
tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin
lezzeti ve ünü önce Avrupa’yı oradan da tüm dünyayı sarmıştır.
Türk Kahvesinin Tarihçesi
“Kahvehane” ve Türk Kahvesinin sosyal hayata etkisi
O tarihlerde özellikle Mısır Kahire'de
El Ezher Üniversitesi civarında birçok kahvehanenin olduğu bilinmektedir. Bu kahvehaneler
daha sonra Suriye'nin Halep kentinde ve 1554'te de ise İstanbul'da açılmaya
başlandı. Osmanlıda ilk Türk Kahvesi 1554 yılında Tahtakale’de açılan ve tüm
şehre hızla yayılan bu kahvehanelerin içinde içilmeye başlandı ve bu sayede
halk kahveyle tanıştı. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu,
satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı
kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurmuştur. Türk
toplumunun her kesiminden insanlar arasında etkileşimi artıran ve güçlü bir
sosyal ortam oluşturmasına da hep kahve aracılık etmiştir. Bayramların ve
"kız isteme" törenlerinin geleneksel bir öğesi olmuştur “Türk
Kahvesi”. Edebiyat üzerinde dahi önemli katkısı olan Türk kahvesi için şiir ve
şarkılar bile yazılmıştır. Kahve tutkunları, ufak yudumlar halinde içilen
dumanı üstünde bir fincan Türk Kahvesini yoğun gövdesi, nefis lezzeti ve
ağızdaki kalıcı aroması için tercih ederler. Bir alıntı “Ahmet Efendi iki boş
ahşap kasayı kapıyor, ters çevirip masa haline getiriyor ve dört Türk kahvesi
söylüyor ve başlıyor sohbete”
Türk kahvesi nasıl hazırlanır.
Wikipedi ansiklopedisinde Türk
Kahvesi için “Telvesi ile ikram edilen tek kahve türüdür” demektedir. Bence de
Türk kahvesini diğer kahvelerden ayıran en önemli özelliği telvesidir. Ayrıca
yıllar öncesine dayanan özel hazırlama teknikleri vardır ve bu teknikler
günümüzde de hala kullanılmaktadır. Kaliteli kahve çekirdeklerinden harmanlanan
ve titizlikle kavrulan Türk Kahvesi, çok ince öğütülür. Bir cezve yardımıyla
özellikle soğuk su ile ve isteğe göre şeker ilave edilerek ateşe konulur. Kısık
ateşte hafif hafif kaynatılır. Bu hafif ateşte kaynama, çok ince öğütülmüş
kahvenin su ile reaksiyona girerek lezzetini suya geçirme işlemidir. Diğer kahve
pişirme tekniklerine nazaran, Türk kahve pişirme metodunda kahvenin kaynatılması
özellikle tercih edilmektedir. Kaynama esnasında çıkan köpük önce bir kaşık
yardımıyla fincanlara alınır ve sonra kahve dökülür ve özel fincanlarla servis
yapılır. İçilmeden önce telvesinin dibe çökmesi için kısa bir süre beklenir.
Menengiç Kahvesi
UNESCO tarafından Gastronomi
alanında "Yaratıcı Şehirler Ağı" ile payelendirilen Gaziantep,
yemekleriyle olduğu kadar "menengiç kahvesi" yle de ünlüdür. Gaziantep mutfağının vazgeçilmezleri arasında
bulunan ve damakları şenlendiren bu lezzet, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve İç
Anadolu bölgelerinde dağlık alanlarda ekimi yapılmaksızın doğal olarak yetişen
menengiç ağaçlarından elde edilmektedir. Tadı Antep fıstığını andıran ve
sonbaharda ağaçlardan toplanan menengiç taneleri önce kurutuluyor, ardından
kavrularak öğütülüyor. Kafein içermeyen ve antiseptik özelliği bulunan kahve,
halk arasında "çitlembik", "çedene" ve "çıtlık"
gibi isimlerle de anılıyor. Doğal olduğu için sağlığa da faydalı olan kahve,
boğaz ağrısına, midedeki ülsere de iyi geliyor. Çocuklar, hamile kadınlar için
de tavsiye ediliyor. Yörelere göre
farklı da isimlendirilen natürel bitkilerden biri olan Menengiç, yani Siirt
yöresine göre Bıttım Ağacı, Sonbahar aylarında dağlık kesimlerden Siirtliler
tarafından toplanır ve bu bitkiden “Bıttım sabunu ”nu yaptıkları gibi, şimdi de Menengiç kahvesi yapmaktalar.
Dibek Kahvesi
Dibek Kahvesi, binlerce olan kahve
türü arasında önemli bir kahve çeşididir. Türk Kahvesinin öğütülerek çekilmiş
hali olan Dibek Kahvesi, bazı bitkilerin karışımı ile meydana gelmektedir. Osmanlı’dan
günümüze intikal etmiş bitkilerin havanda yani diğer adıyla dibekte el emeğiyle
dövülmesinden elde edilmektedir. Dibek, kelime anlamıyla bir kahve adı değil dövme
şeklidir ve “dövülmüş olan” anlamı taşır.
Türk Kahvesinin Faydaları
·
Hafif kavrulmuş Türk kahvesinde 50, orta
kavrulmuş kahvede 59 ve çok kavrulmuş kahvede 65 farklı tat ve koku maddesi bulunmaktadır.
·
Hafif kavrulmuş kahvede ekşi, tatlı, meyvemsi
özellikler bulunurken orta kavrulmuşta kavrulmuş, baharatımsı, odunumsu,
meyvemsi ve tütünümsü özellikler, çok kavrulmuşta ise kavrulmuş, acı,
baharatımsı, odunumsu ve toprağımsı tat ve koku bulunmaktadır.
·
Karaciğere iyi gelir
·
Kolesterolü düşürür.
·
%40 ağrı kesici etkisi vardır.
·
Meme kanseri riskini azaltır.
·
3 fincan kahve içmek astım riskini azaltır.
·
Sosyalleştirir.
·
%50 siroz riskini azaltır.
·
Kolay nefes almayı sağlar.
·
Diyabet ve Parkinson rahatsızlıklarını önlemeye
yardımcı olur.
Türk Kahvesinin Zararları
Türk kahvesinin aşırı tüketimi
halinde bazı sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Bu sebepten dolayı çeşitli
hastalıklar yaşayan kişilerin mutlaka doktorlara danışarak kahve içmeleri
önerilmektedir. Türk kahvesinin çok fazla tüketilmesi halinde şu gibi zararlar
yaşanabilir;
·
Kahvenin şekerli ve çok içilmesi halinde iç
çarpıntı yapar.
·
Türk kahvesi kalp ritmini olumsuz şekilde
etkileyerek, kalp çarpıntılaına neden olabilir.
·
Aşırı tüketilen kahve vücutta vitamin ve mineral
kaybının yaşanmasına neden olur.
·
Özellikle hamile kadınlar için önerilmez. Çünkü
kafein bebeğe olumsuz etki yapar.
·
Mide asitlerini artırarak, ülser gibi
hastalıkları artırabilir.
·
Migreni tetikler ve baş ağrılarına neden
olabilir.
·
Günde 3 şekersiz kahveden fazla içilmesi zararlı
olabilir.
·
Tansiyonu yükseltir.
Kurukahveci Mehmet Efendi,
Özetle, Türk kahvesi
deyip geçmemek lazım. En klasik cezvelerden, en sevilen fincan takımlarına ve
şimdilerde çok moda kahve makinelerine kadar yapılan bir Türk kahvesi keyfini
sanırım hiçbir yerde bulamıyoruz ve ondan dolayıdır ki bu lezzete 40 yıl hatır
bırakıyoruz. Kahve nasıl hazırlanır, kullanılan malzemeler, cezve, fincan,
havan ve geleneksel pişirme yöntemleri nelerdir, özel gümüş kahve takımlarında Türk Kahvesi
kimlere yapılır gibi geleneksel ve örfe ve sanata dayalı birçok öğe bulunur
Türk Kahvesinde.
Yorumlar
Yorum Gönder