Sosyolojik Açıdan Kurban
Bu Yazım 19.07.2021 Tarihinde Analiz Gazetesinde Yayınlanmıştır.
Kurban kesmenin sosyolojik açıdan tahlilini, Allah’ın bu Kurban ibadetinde
ne hikmetler barındırdığını, nasıl bir felsefe içerdiğini veya hangi ibadet
psikolojisi ile yapılması gerektiğinin bilinmesi olarak özetlenebilir diye
düşünüyorum.
Kurban, toplumsal dayanışma duygularını geliştiriyor.
Aslında bayramlar sevinç zamanlarıdır ve bu günlerde
hüzünlere, küskünlüklere asla yer yoktur. Dolayısıyla ‘Kurban Bayramı’
geldiğinde toplumu genel anlamda ayrı bir huzur kaplıyor.
Genellikle bir Müslüman, ben ibadetimi yaptığımda Allah’ın
istediği olgunluk nasıl olsa bende tecelli eder ve ben manevi mertebelere
ulaşırım diye düşünüyor. Bunda kısmen haklı olabilir ama Kurban ibadetinin
toplumda meydana getirdiği bu dayanışma duygularını sosyolojik açıdan tahlil
edemez ve onları derin analizlerle ortaya koyamaz isek bu ibadet yanlış
anlaşılmalara mahal verebilir.
Şahsi tecrübelerim ve Kurbanın iç dünyamda meydana getirdiği
değişimlerden yola çıkarak Kurban Bayramı günlerinde ailecek bir sofra
etrafında toplanmanın derin ailevi bağlar oluşturduğuna inanıyorum. Bende olan
bu duygular, tahmin ediyorum ki birçok insanda da aynıdır, yoksa aslında
meşakkatli bir ibadet olan Kurban kesmeyi bu kadar istekle karşılamazdı
insanlar.
Kendimi bildim bileli bizim evde kurban kesilir ve belli bir
yaştan sonra ben de hep kesmeye devam ettim. İşte Kurban günlerinin benim için çok
özel anlamı, rahmetli babamın çok sayıda kestiği özellikle küçükbaş kurbanlar,
eli bıçak tutan tecrübeli kardeşlerim tarafından yüzülür, temizlenir ve
sonrasında eve getirilerek yemekler yapılır ve maaile birlikte keyifle o kurban
etlerinden yerdik. Annemin kellelerden kellepaça çorbasını yapmasını bile
özlüyorum şimdilerde. Tarifi mümkün olmayan hazlar yaşatan kurban bayramları
hafızamda hep yerini korumaya devam edecek gibi duruyor.
Kurbana diğer bir yönüyle yani halkın et ihtiyacını
karşılama açısından baktığımızda ise, gastronominin belki en önemli alanlarından
biri olan hayvansal gıda alanına giriyor. Özellikle büyük bir protein kaynağı
olan etin işlenmesi, terbiye ve marine edilmesi, pişirilmesi vs. hepsi gastronominin
temel konuları arasında bulunuyor. Anadolu yemek kültüründe et olmayan yemek
neredeyse yok gibidir. İşte bu kadar yiyeceklerimizin içinde olan ve protein kaynağı
hiç de azımsanmayacak derecede yüksek olan bir gıdadan halkımızın mahrum kalmaması
gerekiyor.
Ancak ne yazık ki bu protein kaynağına ulaşamayan o kadar
çok insan var ki senede ancak 1-2 defa evlerine et giriyor belki oda “Kurban Bayramı”
vasıtasıyla ya da hiç girmiyor.
Kurban kesenler eğer gerçekten bunu bir ibadet neşvesi
içinde yapmak ve ondan manen bir bereket almak istiyorsa bunu yıl boyunca et yemek
amacıyla değil de fakir fukaraya ve akrabaya dağıtmak için kesmeli bence.
Diğer taraftan bu Kurban vesilesiyle Allah, insanın içine yerleştirmiş
olduğu Allah sevgisi de dahil genel anlamdaki sevginin ortaya çıkışını görmek
istiyor. Uzun yıllar evlat hasreti ile yanan Hz. İbrahim’in çok sevdiği oğlu
İsmail’i Allah’a adayıp kurban edecekken sevginin galip gelmesidir Kurban.
Allah, Hz. İbrahim’in bu sevgisini ve bağlılığını görmüş olacak ki oğlu yerine
bu koçu kesebilirsin diyerek bir anlamda sevginin kurban edilmesini önlemiş.
Bu alanda çok deneyimli ve benim de Üniversitedeki
hocalarımdan biri olan, kurbanın psikolojik ve sosyolojik analizlerini ortaya
koyan Prof. Dr. Ali Murat Daryal;
“Ana-baba ile evlat arasında sadece manevi bir bağ olan
"sevgi" den başka maddi bakımdan da kuvvetli bir bağ mevcuttur. Zira
evlat, ana-babanın maddi varlıklarının bir neticesi ve yine onların maddi ve
manevi bir devamıdır. Hal böyle olunca, baba ve ananın kendi manevi
varlıklarının bir devamı olan evlatlarını kurban etmeye razı olmaları, bir
bakıma kendilerini, kendi öz varlıklarını fedaya razı olmaları demektir. Gerek Hz.
İbrahim'in evladı Hz. İsmail'i kurban etme teşebbüsü ve gerekse bizlerin koyun
kurban etme gayretlerimiz, madde üstü olup manevi sahaya giren sevgiyi de
kademelere ve merhalelere ayırmaktadır. Allah-u Teâlâ, Hz. İbrahim'in
kıssasıyla kendi sevgisinin insanlara saadet ve selamet getireceğini ve ancak
kendi sevgisinin insanlığı, düştüğü girdap ve felaketlerden kurtaracağını
anlatmak istemektedir” demektedir.
Özetle Kurban, sadece hayvanı kesmek ve ihtiyaç sahiplerine
bu eti dağıtmak değildir, bu durum kurban kesmenin önemli bir yönü ama diğer
açıdan toplum sosyolojisini nasıl etkiliyor diye de bakmak lazım.
Yorumlar
Yorum Gönder